İHRACATIN KADIN YILDIZI AYŞE AĞAÇ DAĞ:
Biraz Çelik,
Biraz Teknik,
Çokça Tutku….
“Entegre olanın değil sürdürülebilir olanın peşindeyiz”
“Artık 20. Yüzyılın çok çalış çok tüket mantalitesi değişti. Günümüz çevreci üretim anlayışı ‘daha az harcamanın ve sürdürülebilir üretimin’ peşinde. Biz de öyle. Aslında Prefsan Prefabrik, yaşam tarzımızın bir yansıması. Kızım evdeki herkesin duşta geçirdiği zamanın bile hesabını tutar, alışverişte ihtiyaç dışı tüketimin önüne geçmeye çalışırız. Markamız da sürdürülebilir projelerle butik işler yaparak globalleşmenin peşinde, entegre büyümenin değil. O nedenle sürdürülebilir olanın peşindeyiz.”
Güçlü kadın varsa güçlü yarın da vardır kuşkusuz. Gücünü emeğinden alan, ürettikleriyle büyüyen ve büyüten, ‘ben yaparım, yalnız da başarırım’ diyen her kadın istisnasız, bu toprakların bir mucizesi. İşte o kadınlardan birini tanıştıracağım sizlerle bugün: Ayşe Ağaç Dağ. Aslında, vizyonu soyadından belli desem yanlış olmaz sanıyorum. Kendisi Prefsan Prefabrik markasının kurucusu, DEİK – KAGİDER – ARYA CLUB üyesi ve ihracatın güçlü kadınlarından. Tüm barınma ihtiyaçlarına, teknolojik gelişmelere uygun olarak, sürdürülebilir gelecek ve yaşam odaklı akıllı çözümler sunmayı hedefleyerek yola çıkan Ayşe hanım ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik…
Okuyucularımız biraz sizi tanısın isterim. Bize kendinizden bahseder misiniz?
Doğu Karadenizli ailenin en küçük kızıyım. Beni hep erkek çocuk olarak beklemişler. Aileme bir sürpriz oldum diyebilirim. Babam çok demokrat, kız çocuklarını çok seven öncü ve vizyoner bir baba. Kendisi inşaat müteahhiti olduğundan lise yıllarım hep inşaatlarda, şantiyelerde geçti. Liseyi bitirince Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümünü kazandım. Bitirince prefabrik konusunda öncü firmalardan birinde çalışmaya başladım. Bir yıl çalıştıktan sonra ayrıldım.O dönemler de is arayışlarımız gazetelerin İK eklerinden sağlardık.Proje departmanı için müracaat ettim.ikinci iş de tesadüfen prefabrik üzerine olunca, “Ayşe senin kaderin prefabrik üzerine çalışmak demek ki” dedim. 4.5 yıl orada çalıştım. 1999 depreminden sonra firma kurma teklifi aldım.Çelik konut üzerinde marka oluşumundan imalat ve satış süreçlerini yönettim.Ardından 2004 yılında Türkiyenin öncü gruplarından teklif geldi.Sevdiğim süreçler yine sıfırdan marka yaratma üretim pazarlama satış kadrolarını kurup markayı büyütüp yönetmek… Genel Müdür Yardımcısı olarak 7.5 yıl çalıştım.Girişimci olmak aklımda yoktu fakat bulunduğunuz pozisyonda ve kurumda yapacaklarınız yapmışsanız yeni ufuklara yelken açmak lazım…ben de girişimcilik serüvenime başladım…
“Üretimimizin yüzde 90’ını ihraç ediyoruz”
Prefsan Prefabrik markanıza gelelim… Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
İnsanların barınma problemlerini çözüyoruz. Prefabrik ev, çelik ev, demonte konteyner gibi konut sektörüyle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bizde işin şantiye mobilizasyonları da var. Görmüş olduğunuz plazalar, rafineriler, termik santraller, barajlar, yol inşaat firmalarının personelleri için yemekhaneler, idari ofisler yapıyoruz. İnşaat malzemelerini koruyabileceğiniz çelik depolar yapıyoruz. Hayvan barınakları da yapıyoruz. Tabii bu üretimlerin çoğu dış pazara… Üretimimizin yüzde 90’ını ihraç eden bir firmayız.
Malumunuz ülkemiz bir deprem bölgesi, çelik yapılar oldukça dayanıklı ve Avrupa’da çok yaygın olmasına rağmen ülkemizde betona yönelim görüyoruz. Daha sağlıklı olan, insan yaşamını tehlikeye atmayan seçenekler neden bizde ikinci planda?
Çelik konstrüksiyon tamamen mühendislik hesabına dayanan, projenin üretim detaylarının hazırlanıp sahada sabunlama yapamayacağımız bir alan. Dolayısıyla hem altyapı olarak hem teknik açıdan hem de maliyet açısından buna hazır bir ülke değiliz.Hala geleneksel yöntemlerle yapı sistemlerşne devam ediyoruz… 1999 depreminden sonra çelik yapılara ilgi gösterilse de söylediğim sebeplerde maalesef uygulanamadı. Gelişmiş ülkelerde çelik kullanım oranı %30 iken ülkemizde % 6 PREFSAN olarak hedefimiz çelik kullanım oranını artırmak…
Prefsan’ın iç pazardaki konumunu da merak ediyorum. Projelerde seçici misiniz?
İç pazarda seçici davranıyoruz açıkçası, sadece yer almayı tercih ettiğimiz projelerde bulunuyoruz diyebilirim. Daha çok ihracat odaklı bir firmayız. Dünyanın her yanına gönderim sağlıyoruz. Hangi ülkede hareket varsa oradayız aslında. Bu, zaman zaman Türki Cumhuriyetler oluyor, Afrika ya da Doğu Avrupa oluyor, bazen de afet yapıları, askeri yapılar oluyor. Bu yapıların projelerinde de bulunuyoruz. Bu dönem hastahane inşaatları yapıyoruz…
“Başkasına yaptığınız yardımın mutluluğu gerçek mutluluktur”
KAGİDER’e üyesiniz. KAGİDER’deki üyeliğiniz iş hayatına katılımınıza nasıl katkı sağladı?
KAGİDER’in birçok kadına dokunuyoruz.. Dünyadaki birçok kadın derneğiyle entegre çalışan bir dernek. Her zaman kadınları destekleyen ve gelişmelerine katkı sağlayan bir konumda. Mesela ‘Pusula’ diye online girişimcilik eğitimi veriyoruz. Üniversite öğrencilerinin iş sürecine adaptasyonunu sağlayan eğitimler yapıyoruz. Mentorlük eğitimlerimiz var. Girişimciler, yeni başlayanlara mentorlük yapıyor. Mesela bir afet olduğu anda hemen bir organizasyonla bölge insanına ulaşıyoruz. Yardımlar sağlıyoruz. Kendi içinde bir destek ağı da var yani. Sürdürülebilir çalışmalar yapıyoruz. Balık yemeyi değil balık tutmayı öğretiyoruz. Çünkü başkasına yaptığınız yardımın mutluluğu gerçek mutluluktur.
“Önceliğimiz teknolojiye uyumlu çelik konutları ülkemizde yaygınlaştırmak”
Kadın için inşaat sektörü zor bir sektör. Ama siz prefabrik alanında oldukça başarılı işlere imza atıyorsunuz. Peki önümüzdeki dönemde Prefsan Prefabrik’in yanına klasik bir inşaat firması ekleme düşüncesi var mı?
Klasik inşaata geçmek yerine, bulunduğumuz çelik sektöründe daha teknoloji odaklı sistemler geliştirmek istiyoruz açıkçası. Klasik inşaat çalışan iyi marka firmalar var zaten. Ama bizim öyle bir düşüncemiz yok. Teknolojiye uyumlu çelik evleri ülkemizde yaygınlaştırmak için çalışıyoruz…
“Harekete geçin. Herkesi değil kalbinizi dinleyin”
Başarılı bir kadın girişimci olarak iş hayatına yeni başlayacak olan kadınlara önerileriniz nedir? Nasıl cesaret toplamalılar? Ne zaman ‘Evet ben kendi firmama hazırım’ diyorsunuz?
Profesyonel hayattan girişimciliğe geçecekler için şunu diyebilirim, öncelikli hedefiniz iş planı oluşturmak olmalı.Düşünceleri kağıda döktünüzde iş fikrinizden vazgeçebilirbilir yada daha tutkuyla devam ederseniz…
KOSGEB de KAGİDER de girişimcilik eğitimleri veriyor.Ülkemizde 30 yaşa kadar vergi avantajları var Harekete geçin. Herkesi değil kalbinizi dinleyin. Yol çok uzun. Üretin.
Dünya da ve ülkemizde işsizlik bir sorun bu sorunu girişimcilikle çözeceğimize inanıyorum.
Pandemi süreci sektörünüzü etkiledimi?Bu süreci bize değerlendirirmisiniz?
Dünya da yaşanan pandemi süreci maalesef hepimizi etkiledi…umarım en kısa sürede tüm dünya da biter.
Sektör olarak yoğunduk… yurt dışında pandemi hastaneleri ürettik.Yurt içinde Covit konteynerleri yaptık…Bu süreçte çözümün bir parçası olduğumuz için mutluyuz…
Son olarak Prefsan Prefabrik olarak gelecek planlarınız nedir? Neler hedefliyorsunuz?
Butik, çevreci , sürdürülebilir projeler yapan bir firma olarak yola devam etmek istiyoruz. Dünyada artık büyük firmalar küçülmeye gidiyor, entegre tesis dönemi bitti. Artık yüzde 3 büyümeler yüzde 1 büyümelere kadar düştü. 20. yüzyılın çok çalış çok harca mantalitesi bitti. “çok değil akıllı çalış, kendine ve çevrene vakit ayır, dönüşüm odaklı yaşa, gereksiz harcama” sürecine girdik. Kızım evdeki herkesin duşta geçirdiği zamanın hesabını tutar, alışverişte fazlasından kaçınır. Geleceğin gençleri bu yaşam tarzını çoktan benimsedi bile. Biz de sürdürülebilir yaşam anlayışımızla markamızı şekillendiriyoruz. Çelik ve çevreci sistemler ve butik işler yapan global bir marka olmak hedefimiz.
VIP TURKEY olarak bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.
Ben teşekkür ederim. Sevgiler.