DK Mimarlık’ın kurucusu Karaman, tasarım dünyasındaki özgün ve yaratıcı yaklaşımlarıyla iç mekanlarda zamansız tasarımlar oluşturuyor. Dilek Hanım ile iç mimarlıkta ilham kaynakları, müşteri ilişkileri ve geleceğe dair trendler üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Dilek Hanım, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? İç mimarlığa olan ilginiz ve bu alanda kariyerinize nasıl başladınız?
1984 yılında İstanbul’da doğdum ve DK Mimarlık’ın kurucusuyum. On yılı aşkın süredir aktif olarak tasarım yapıyorum. Konut projelerinin yanı sıra restoran, kafe, ofis, hastane ve otel gibi mekanlar tasarlıyorum.
Tasarım anlayışınızı nasıl tanımlarsınız ve hangi tarzları öne çıkarıyorsunuz?
Tasarım anlayışım farklı yaşamları, enerjileri ve tarzları anlamaya odaklanmak üzerine kurulu. Her yeni projemde farklı bir heyecan yaşıyorum ve müşterilerimle tanışarak projeye başlıyorum. Özgürlüğü seviyorum ve projenin başında tamamen odaklanarak özgün bir yol arıyorum. Modern ve minimal çizgileri mekanın ruhuna uygun dokunuşlarla birleştiriyorum.
İç mekan tasarımında en çok ilham aldığınız kaynaklar nelerdir?
İç mekan tasarımında müşterilerimin istekleri, mekanın kendi dili, konumu ve mimarisi gibi birçok faktörden ilham alıyorum. Projelerime yaklaşırken odaklanabilmek için kimi zaman seyahat ediyorum veya evde çalışmayı tercih ediyorum. Zihnim neye ihtiyaç duyuyorsa ona izin vererek projeye başlıyorum.
Müşterilerinizle birlikte çalışırken en önem verdiğiniz unsurlar nelerdir?
Müşterilerimle çalışırken en önem verdiğim şey, onların isteklerini ve ihtiyaçlarını doğru anlamak ve bunu tasarımlarıma yansıtmak. Bu yüzden müşterilerle uzun ön görüşmeler yapmayı tercih ediyorum. Müşterilerimin beklentilerini ve tarzlarını iyi anlamak, başarılı bir projeye ulaşmamızda büyük rol oynuyor.
Sizin için başarılı bir iç mekan tasarımı nedir? Bu başarıyı nasıl ölçersiniz?
Başarılı bir iç mekan tasarımı, müşterinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve işlevselliği ön planda tutmak anlamına gelir. İyi düşünülmüş detaylarla birleşen bir tasarım, zaman ve ekonomik açıdan yönetilebilir olmalıdır.
Teknolojinin iç mekan tasarımına etkisi hakkında düşünceleriniz nelerdir? Yenilikçi teknolojileri tasarımınıza nasıl entegre ediyorsunuz?
Teknolojinin tasarımla buluşması, iç mekan tasarımında büyük bir avantaj sağlıyor. Mekanların verimli kullanılmasına ve tasarımın fonksiyonellikle birleşmesine yardımcı oluyor. Özellikle küçük mekanlardaki depolama alanlarında ve mutfak tasarımlarında teknolojinin faydasını görüyorum.
İç mimarlık alanında kendinizi geliştirmek ve ilerlemek için hangi kaynakları kullanıyorsunuz?
Dünya trendlerini yakından takip ediyorum ve inovatif tasarımlar ortaya çıkarmak için farklı kaynaklardan ilham alıyorum. Yeni tasarım kavramlarını araştırıyor ve bunların yansımalarını tasarımlarımda uyguluyorum. Zaman buldukça farklı ülkeleri ziyaret ederek gözlem yapmaya çalışıyorum.
Gelecek projeleriniz veya iç mimarlık alanındaki gelecek trendler hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Gelecek iç mimarlık trendlerinde minimalizm ekseninde organik dokulara sahip doğal malzemelerin ve heykel sanatının tasarımda kullanımı ön planda olacak. Doğal malzemelerin kullanımı giderek artıyor, aynı zamanda amorf dokunuşların yansıdığı mekanlarda daha akışkan bir dil hâkim olacak. Ben de kişisel olarak böyle bir tarzda çalışmayı daha çok seviyorum.
Mekan tasarımında, hareketli eşyalar olmadan mekana baktığımda gördüğüm detaylar beni gerçekten etkiliyor: tavanlar, duvarlar, pencere büyüklükleri ve zeminler. Tüm bu unsurlar arasındaki düşünülmüş iletişim, yaşam alanlarına ayrı bir değer katıyor. Zaman kavramını aşan, zamansız tasarımlar oluşturmayı hedefliyorum. Bu tür sanat eserlerinin mekânın estetik değerini artırdığını ve atmosferini zenginleştirdiğini düşünüyorum.