Furkan Albayrak Türkiye’de sektörünün en genç patronu… 7.650 çalışanlı şirketinin büyük bir bölümünde kadınlara iş istihdamı sağlıyor. Tesis yönetimi, güvenlik, endüstriyel temizlik, catering bunların yanı sıra film yapımcılığı ve dağıtımcılığı… Son olarak turizm ve inşaat sektöründe girişimlerde bulundu. Her sektörde defalarca kez başarılı olabilmeyi kanıtlamış başarılı iş insanı Albayrak ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Merhaba Furkan Bey öncelikle sizleri yakından tanıyalım?
Trabzon’luyum. 1978 yılında Samsun’da doğdum. 7 yaşında babamı kaybettikten sonra hayatla erkenden tanıştım. İlk-orta ve lise öğrenimini Samsun’da tamamladım.1995 yılında Sakarya Üniversitesi I.I.B Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve End. İlişkiler bölümüne Fakülte 1. olarak girdim. Lisans öğrenimimi yüksek derecelerde bitirdikten sonra sırayla; Yapı Kredi Bankası,Multinet, Sezai Türkeş-Fevzi Akkaya Holding, Saat ve Saat, Sos Hizmet Holding bünyesinde uzman, üst düzey yönetici ve genel müdür olarak çalıştım. İnsanları zengin etmekten sıkıldığıma karar verdim 🙂
2010 yılında, EUBSA TURKEY şirketini kurdum. Kuruluşundan 3 yıl sonra şirket 1000 kişi, 5 yılda 4500 kişi ve bugün ise 7650 kişilik büyük bir ekip haline geldi. Facility Management sektörünün (Güvenlik, temizlik ve ilaçlama) aslında en genç patronuyum, bununla birlikte restaurant zinciri ve yurt dışı film dağıtım işlerini de yürütmekteyim. Babasızlığın hayatımdaki etkilerinden olsa gerek yetim ve öksüz çoçuklar için babam Nurettin Albayrak adına İstanbul Sultanbeyli de bir okul açtım. 2 çoçuk sahibiyim, çoçuklarıma çok düşkünüm. 2020 yılında çoçuklarımın isminin baş harflerini taşıyan NEA Holding A.Ş’yi (Nurettin Emir Albayrak – Neşe Elif Albayrak) kurarak tüm şirketlerini bu çatı altında birleştirdim. Yıllar içinde insan kaynakları mastarımı tamamladım ve aktif satışta rol alıyorum, bununla birlikte aktif satış ve pazarlama alanında konferans veriyorum.
Eubsa Turkey kuruluşunu bir çok kez anlattınız… Asıl merak ettiğim nokta şirketin hizmetleri nelerdir? Ve hizmet verdiğiniz sektörlerde neden Eubsa Turkey tercih edilmeli?
Öncelikle sektörümüzün ana konusu; firmaların kendi bünyesinde yaparken , sırtında hem operasyonel hem de maliyet olarak yük oluşturan tesis yönetimi, güvenlik, endüstriyel temizlik, catering gibi manpower işlerin bizim gibi firmalarla sözleşme yaparak tüm operasyonel süreçleri devretme işidir. Beyaz yakalı ve üst düzey yönetici olarak 21 yılımı geçirdiğim Facility Management sektöründe Eubsa grubu olarak 12. yılımz. Bu sürede edindiğim en önemli vizyon, hizmet kalitenizin sürekli olması gerektiğidir. Bizim sektörde faaliyet gösteren firmalar ,iki kısımda ele alınır. Birincisi bizim gibi uluslararası firmalar. Bu firmalar gerek yasallık gerekse hizmet verdiği coğrafya olarak diğer kısımdaki firmalardan daha geniş bir alana hizmet verir. İkincisi ise daha küçük coğrafyalara hitab eden ,ahbap çavuş ilişkisi ile hizmetini vermeye çalışan yerel firmalardır. İki kısımın da ortak özelliği, yeni alınan işlerde ilk 1-2 ayda müşteriye karşı çok ilgili ve kalitenin hep yukarıda tutulma çabasıdır. Süreç devam ettikçe iki kısımda da ilgi alaka azalır ve rutin bir ilişki seviyesi oturur. Bunu kabullenen müşteri ilk büyük sorunda hizmeti sonlandırır ve akabinde yeni firma alternatifleri arayışına girer. Sebebi ilk günkü ilgi alaka ve kurumsallığın, kademeli olarak düşüşü ve hizmet veren firmanın müşteri nezdinde vazgeçilmez konuma gelememesidir. Şahsım ve firmamın en önemli vizyon ve vazgeçmediği misyonu, müşterimiz ile ilk günkü heyecanlı ilişkiyi sürekli hale getirip yıllara yaymak ve kurumsallığın gerektirdiği yasallık, düzenli raporlama, devamlı tekrar eden eğitim ve denetim ile sağlanan müşteri memnuniyeti ile müşterilerimizin vazgeçmek istemeyeceği firma olabilmektir.
Örneklemek gerekirse firmamız, 12 senedir faaliyette olmasına rağmen, beyaz yakalı zamanlarımdan gelenve şahsıma olan güvenleri ile teveccüh gösteren 15-20 senelik müşterilerime hala kendi firmamız ile hizmet vermekteyiz. Tabii ki müşteri memnuniyeti sağlamak için tek başına uygulamalarınız yetmez. “İnsan ile insanı memnun bırakmaya çalıştığınız” bu sektörde edilgen olan müşterinizin memnuniyet seviyesini yukarı çekebilmek için, hizmetin etkeni personelinizi de mutlu etmelisiniz. Sektörümüzün en büyük hastalığı, uluslararası firmalar ile rekabet edemeyen yerel firmaların müşteriyi etkilemek icin gerçekçilikten uzak, yasal olmayan fiyatlar vermesi ve bunu da personel ve devlete olan yasal yükümlülüklerinden feragat ederek yapmasıdır. Böyle olunca da personel mutsuzluğu oluşturmakta, bu mutsuzlukta müşteriye yansımaktadır. Aslında yasal maliyetleri bilen ama buna rağmen yasal olmayan fiyatları kabul edip çalışan müşteri, bu cezayı haketmekte ama bir şekilde yaptırımlardan kurtulmaktadır. Mağdur olan yine maaşlı personel olmaktadır. Bu sebepten ötürü müşteriden önce personeli memnun etmeli, gerek maddi gerekse gelişim anlamında personelinize kariyer olanakları sanmalısınız.
Bu bilinçle mutlu personelin verdiği hizmet, mutlu müşteri portföyünüze en önemli destek olacaktır. Sanırım biz bu işi iyi yapmaktayız. İşin özel hayat bölümünde personellerimizin talebiyle, şahsen yaptığım 100 kusur nikah şahitliği ve doğan çocuklarına ( 24 cocuk) ismimin verilmesi, personelimiz ile iş hayatında yakaladığımız üst düzey ilişkinin en önemli göstergesidir.
Furkan Albayrak denilince akla “Yeni yatırım sahaları ve iş istihdamı” geldiğini düşünüyorum. Son olarak gündeminizde film yapımcılığı ve dağıtımcılığı var. Dünya ve Türkiye’de bu sahada gelişim ve hedefleriniz nelerdir?
Yıllar önce Almanya merkezli tüm Avrupa ve Türk Cumhuriyetlerine, Türk filmlerinin dağıtımını yapan bir arkadaşımın işine, yatırımcı ortak olarak girmiştim. O sırada aşina olduğum, film dağıtım sektörü o kadar hoşuma gitti ki daha geniş platform ve daha büyük yatırımla devam ettik. Özellikle Türklerin yoğun yaşadığı bir çok şehir ve başkentte film galaları yaptık. Sinema yada televizyonlarda izlediği oyuncuyu karşısında gören gurbetçi vatandaşlarımız, Türkiye’de gişede başarısız olan filmlere dahi o bölgelerde yoğun ilgi gösterdiler. Sanırım hizmet sektöründen gelen alışkanlık ile bu organizasyonlar zaman icinde alışkanlığım oldu.Sanat camiasında çevrem ve arkadaşlıklarım bu sektör sayesinde gelişti ve bugünlere geldik. Geçtiğimiz yıllarda Azerbaycan’da yapımcılık denememiz de oldu ama pandemiye denk geldiği için aynı lezzeti alamadık. Ama projelerimizi iptal etmiş değiliz. Özellikle Almanya’da bu işi yoğun yapacağımızı düşünüyorum.
Film sektöründede bu kadar uluslararası faaliyet gösteren ve başarıyı kazanan Furkan Albayrak yeni projeleri çoktan planlamış olsa gerek. Yeni iş sahalarında yatırımlarınız oluyor mu?
Yatırım sorusu geldiğinde yok diyemiyorum. Çalışmayı seviyorum. Yurt içi ve yurt dışı diğer yatırımlara gelince bu sene Montenegro’da turizm, inşaat ve exclusive bireysel hizmetleri içeren bir şirket açtık.Bir hafta önce iş seyahatindeyim gelişmeleri yakından takip ediyorum. Paranın bu kadar değerli olduğu bir dönemde, sanırım parayı sevmeyen ama doğrusu araç olarak gören ve harcamasını seven bir bakış acımız var. İlgi duyduğun işlerde başarılı olup kazanmak daha güzel bir his. Şimdilik yeni projelerde bu yönde devam ediyor. 🙂
Kadına değer noktasında sadece ülkemiz değil bir çok ülkede kırmızı çizgilerin aşılmaması adına mücadele var. Kadınların sosyal güvenlik haklarının korunduğu, hak ve özgürlüklerini fark etmelerini sağlandığı ve kadınlara maddi destek sağlanan bir dernekte önemli bir konumdasınız. Yanı sıra şirketinizde kadın iş istihdamınızda yüksek. Bir kadın olarak tüm kadınlar adına size teşekkür etmek istiyorum… Bu noktada verdiğiniz özveriler için neler söylemek istersiniz?
Ben kadın hakları denen kavrama onları degersizleştirdiği için karşıyım. İnsan hakları kavramına inanıyorum. Hatta daha ileri gideceğim 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kadını daha aşağıya çeken bir tarih olduğunu düşünüyorum. Gerek özel hayatta gerekse iş hayatında kendini yetiştirmeyi başaramamış erkekler “8 Mart sizin gününüz ise diğer günler bizimdir onlara istediğimiz gibi davranabiliriz” eğilimine yönlendiriyor kanaatindeyim. Maalesef, dünyada ve ülkemizde yaşanan kadın sorunlarına baktığımızda da haklı olduğumu görmekten üzüntü duymaktayım.
Görev aldığım dernekte gördüğüm örnekler toplumun her kesiminde bu tür sorunların yaşandığı ve çözümünün kadınların maddi ve manevi bağımsızlıkları ile olabildiğini görmekteyim. Yine dernekle doğru orantılı olarak, bu bağımsızlığı kazanmak isteyen kişilerin şirketlerimizde istihdam ile çok ciddi katkılar sağlamaktayız. İşin yardım ve destek boyutunu bir kenara bırakırsak, kadınların yaradılıştan gelen ve biz erkeklerden farklı oldukları özellikler iş dünyasına da bir nevi parlatıcı cila görevi görmektedir. Örneğin önemli organizasyonlarımızı mutlaka ve mutlaka kadın yöneticilerimizin operasyonuna vermek yıllardır vazgeçmediğim bir alışkanlığımızdır. Onların ayrıntıcı, detaya önem veren mükemmeliyetçi bakış açıları kafamızın daha rahat olmasını sağlamaktadır. Ayrıca erkek egemen bir sektörde başarılı olmak isteyen kadınlar, bu egemenliği yıkmak için extra çaba sarfeder ve bu kaliteye yansır. Bence bu doğal süreci kullanmalı ve başarıya dönüştürmeliyiz. Bizim grubumuzda yapmak istediğimiz şey iste tam olarak da bu.
Başarılı genç iş insanı ve çocuklarına düşkün bir baba olarak gençleri önemsediğinizi biliyoruz. Gençlerin gelecekleri adına düzenlenen sosyal sorumluluk projelerinde desteğiniz oluyor mu?
Daha da ileriye gidiyoruz. Otizmli gençlerimizi topluma ve iş hayatına kazandırmak için, Mutluluğun Adresi adlı derneğimizin yönetiminde ve aktif çalışmalarında gerek şahsi gerekse kurum olarak yer alıyoruz. Çok degerli ve çok genç bir başkanımız Apdullah ÖZKAN Ramazan Ayı Afrika’ya gider iftar verir, Kurban Bayramı ise herhangi bir Müslüman ülkede yüzlerce kurban keser, kışın ortasında ekibiyle gidip doğuda köy okulu tadilatı yapar. Biz de grup olarak böyle şahıs ve dernekleri destekleyerek ülkemizin geleceğine katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
Sürekli seyahat ediyorsunuz. Gerek iş amaçlı gerekse seyahat amaçlı… Bir çok kültür, ticaret, hizmet vb. ülkelerin birden çok noktasıyla tanışma fırsatınız oluyor. Yaptığınız işlerin ilhamını, seyahat ettiğiniz ülkelerden aldığınızı söyleyebilir miyiz?
Direkt olarak böyle söyleyebiliriz. Gittiğim ülkelerde havaalanından çıkar çıkmaz otelime gitmeden büyük bir markete ya da semt pazarına giderim ki ülkenin kültürünü ve demografik yapısını anlayabilileyim ve eğer yatırım fırsatı varsa değerlendirmek isterim. Meşhur atasözü: Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz, gittiğiniz bölgeyi, kültürü ve oranın insanını tanımak isterseniz, dünyanın en degerli yatırımını da yapsanız başarılı olmanız neredeyse imkansız bir durumdur… Yatırımın sahibi illa ki ben yada biz olacağız diye bir kuralımız da yok…Yatırımcı gözüne güvenen bir çok arkadaşımı kendi sektörleri ile ilgili birçok coğrafyaya yönlendirdim ve başarılı da oldular.