Türkiye ile Dünya finans piyasası arasında oryantasyon sağlamayı kendine misyon edinmiş gerek ülkemizde gerekse Dünya’da başarılarıyla diğer firmalara örnek olan ve takdirle yaptıkları işleri takip ettiğimiz Solo Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Cengiz ile bir araya geldik.
Kuruluşundan bu yana lojistik, dış ticaret, gayrimenkul yatırım, proje geliştirme, fon yönetimi ve tekstil alanlarında globalleşerek Dünya’nın ve Türkiye’nin ekonomik gelişiminde lokomotif görevi yapan sektörlere, yatırım yapan bir firma olarak öne çıkan Solo Holding’in misyon ve hedeflerinden bahsederek, Türkiye’de belli başlı bazı sektörlerin gidişatını başarılı iş insanı Hakan Cengiz’den yorumlamasını istedik.
Başarıya giden yolda “İşinizi asla küçümsemeyin, yapabileceklerinize sınır koymayın.” sözleriyle çok değerli öğütler veren değerli iş insanı Hakan Cengiz’in ilkelerini öğrenerek kendisini daha yakından tanıdığımız ve iş dünyasıyla alakalı bilgilendirici bir sohbet ettiğimiz çok özel röportajımız sadece VipTurkey okuyucularına özel…
Hakan Bey, öncelik olarak okuyucularımız adına sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Elbette… Rize Pazar doğumlu, Arhavilli bir ailenin iki evladından büyük olanıyım. Bir de kız kardeşim var. Babam, üst düzey devlet memuru olarak görev yaptı yani memur çocuğuyuz. Bölgemizin örf, geleneklerine son derece bağlı ancak mümkün olduğunca da demokrat bir aileyiz. İlk, orta ve lise tahsilimi Rize’de tamamladım. Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Bölümünde okurken yeniden sınava girerek Eskişehir Anadolu Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümünü tamamladım. Bir süre Türkiye’de çalışmamın ardından Dubai’de yatırım ve gayrimenkul sektörünün en büyük firmalarından birinin uzun süre Genel Müdürü olarak görev yaptım. Burada edindiğim uluslararası gayrimenkul yatırımcılığı deneyimlerimi, kendi memleketimde hayata geçirmek ve ekonomimize katkı sağlayacak hizmette bulunmak isteğimle Türkiye’ye döndüm ve SOLO HOLDİNG Yatırım Şirketi’ni kurdum. Eşim Zehra Cengiz ile 2006 yılında evlendik. İkisi kız bir erkek üç çocuğumuz var.
Solo Holding Yönetim Kurulu Başkanı olarak birçok farklı iş dalına yaptığınız yatırımlar ve bu alanlarda gösterdiğiniz başarılar ile öne çıkıyorsunuz. Biraz bu yatırımlardan bahsetmenizi istesek neler söylersiniz? Hangi sektörlerde ve hangi ülkelerde var oluyorsunuz?
Solo Holding, kuruluşundan bu yana lojistik, dış ticaret, gayrimenkul yatırım, proje geliştirme, fon yönetimi ve son yıllarda da tekstil sektöründe ilerleme kaydetmiş bir oluşumdur. Global dünyaya açılma, başından beri hedefimizdi. Bugün birçok ülkede açtığımız ofislerimiz ile Türkiye ile Dünya finans piyasası arasında oryantasyon sağlamaya çalışarak Türkiye’den ve dünyadan birçok yatırımcıya öngörülü ve isabetli gayrimenkul yatırım hizmeti veriyoruz. Bunun yanında İran, Irak, Dubai, Ukrayna başta olmak üzere birçok ülke ile de ticaret yapıyoruz. Ticaretimiz yüksek montanlı endüstriyel ürünler ve gıda ithalatı üzerine.
Solo Holding olarak özellikle inşaat sektörüne yaptığınız yatırımlarla fark yaratıyorsunuz . Bu yatırımları öğrenebilir miyiz? Yatırım yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Sizi sektörün bu tarafına yönlendiren nedir?
Solo Holding, Dünya’nın ve Türkiye’nin ekonomik gelişiminde lokomotif görevi yapan sektörlere, yatırım yapan bir firma özelliği taşır. Biz, geleceği finansal açıdan planlamak durumundayız ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de inşaat sektörü gerek yan sanayisi, gerek iş istihdamı, gerekse yaşam alanlarının planlanması açısından önemli bir sektör. Bir şehir oluşturacaksanız alt yapısından tutun da köprüsüne, tüneline, ikamet edeceğiniz konutuna, hastanesine, okuluna, fabrikasına kadar her aşamasında inşaat sektörüyle yolunuz mutlaka kesişmek zorunda. Yıllar sonra artık yapacak bir şey kalmadı dediğiniz durumda bile kentsel dönüşüm ve yeniden yapılanma ile bu süreç yüzyıllarca devam eden bir süreç. Durum böyleyken vizyonu ve misyonu olan bir holdingin bu sektörde olmaması gibi bir durum bence olmamalıydı ve biz de sektörün en iyilerinden biriyiz.
Türkiye’de inşaat sektörünü nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye’de inşaat sektörünün varlığı çok eskiye dayanmakta… Mimarinin adeta sanatın bir kolu olduğu dönemlerden tutun da, büyükşehirlere ilk göçlerin yaşandığı ve şehirleşmenin farklı bir boyut kazandığı dönemlere ve günümüzde yaşam alanlarının konfor ve lüks konutların yaygınlaştığı karma projelere kadar inşaat Türkiye de daima en hızlı gelişim gösteren sektör olma özelliğini korumakta. Aynı zamanda yatırımcısına kısa ve uzun vadede daima kazandıran bir yatırım aracı olarak öne çıkmaktadır. Türk insanındaki “Başımızı sokacak bir evimiz olsun” düşüncesi biraz şekil değiştirdi. ”Yaşanabilir ve sosyal ihtiyaçlarım dahil her ihtiyacımı yakınımda karşılayabileceğim bir alan istiyorum” hedefimiz haline geldi.
Konut edinme gayreti her dönem yeme içme ihtiyacımızın hemen yanında yer aldı. Biraz farklılık gösterse de dünyada da durum bu yönde. Cumhuriyetin ilk yıllarında demir yolu hatları, büyük su kanalları ve baraj projeleri gibi ülke kalkınmasına hizmet eden sektör, 60’lı yıllarla birlikte ivme kazanmış, 80’lerin sonlarından 2004’e kadar yavaşlamış, ancak 2004 yılından itibaren bambaşka bir boyut kazanarak bu günlere gelmiştir. Dönem itibariyle 70 ülkede sayıları 5000’i geçen yeni projelere imza atan müteahhit firmalarımız yaklaşık 130 milyar doları geçen bir ekonomik kazancı Türk ekonomisine kazandırmışlardır. Biz de, Solo Holding olarak ülkemiz insanına ve Türkiye ekonomisine bu sektörde yaptığımız ve yapacağımız yatırımlarla destek vermekteyiz.
Hakan Bey başarılı bir iş insanı olarak atıldığınız her sektöre imzanızı attınız. Özellikle tekstil alanına yaptığınız büyük bütçeli yatırımlarla herkesin dilindesiniz. Biraz da bu yatırımlardan bahsedelim. Neler yapıyorsunuz? Yatırımınızın sebebi nedir? Tekstil sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Daha önce de belirttiğim gibi Solo Holding olarak biz, ekonomimizde lokomotif görevi gören her sektörde var olmaya gayret ediyoruz ve yatırımlarımız da bu yönde oluyor. Tekstil sektörü de tüm sanayi devrimlerinde başı çeken sektör olarak görev almıştır.
Özellikle Türkiye’nin tekstil hammaddeleri üretimi de yapabilen bir ülke olması hasebiyle bu coğrafyada yatırımcı olup da tekstil işine girmemek olmazdı.
Tabii, tüm bu sebeplerin yanında sektöre girmek için çok mühim bir sebebimiz de vardı. Sevgili eşim Zehra Cengiz’in tanınan ve takdir gören bir tekstil tasarımcısı olması ve büyük cirolara sahip büyük firmalarda yöneticiliği sırasında edindiği tecrübeler bu sektöre girmemizdeki en büyük neden diyebilirim. Doğrusu yanımızda elimizi tutan ve bu işin mutfağından en üst seviyesine kadar tecrübe edinmiş çok iyi bir tasarımcınızın desteği varken, elbette bu sektörde de var olmamız olağandı. Bize düşen yatırımlarımızdan bir payımızı da tekstil sektörüne kazandırarak memleketimize bu yönde de hizmet vermek oldu.
Türk tekstil sektörü küresel ticarette nasıl bir fark yaratır? Sizin bu konudaki yol haritanız nedir?
Türkiye bir tekstil cenneti olmasıyla zaten biliniyor. Avrupa ve Amerika’ya hatta uzak coğrafyalara bile tekstil ihracatımız hatırı sayılır ölçekte… Biz de bu bilinçle çıktığımız yolda yatırımlarımızı doğru ve geri dönüşümü garantili olacak şekilde öngörülerle yapıyoruz. Her aşamada kurduğumuz ve kuracağımız tesislerimizle, liyakat sahibi ve işin ehli ekip arkadaşlarımızla hedeflerimizi daima yüksek tutma gayretinde olacağız. Bu konuda da kısa zamanda çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Yine söylemem gerekir ki bu bir ekip işi ve Eşim Zehra Cengiz’in iş hayatındaki tecrübe ve başarılarına da güveniyorum.
İş hayatınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler öğrenebilir miyiz?
Çok klişe bir cümle gibi gelebilir ancak evvela dürüst olmak… Hem kendinize, hem çevrenize… Yapabileceklerinizi kısa, orta ve uzun vadede planlama başarısı göstermek, yapamayacağınız sözü vermemek ve hangi şartta olursa olsun bir kaderin varlığına inanmak ancak tevekkülü de elden bırakmamak. İlkelerimden ve prensiplerimden vazgeçmem ve doğru bildiğimi söylemekten çekinmem. Meseleleri lokal hallederim, biriktirip dağ haline getirmem. Oldukça tez canlıyımdır. Karadenizli fıtratımdan da olabilir. İş zamanında yapılır, bugünün işi yarına kalmaz. Ayrıca sonucu ne olursa olsun hatalarımdan ders çıkarmayı iyi bilirim.
Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Solo Holdingle alakalı gelecek planlarınızda ne var?
Tüccar bir adama sorulmaması gereken bir soru ama cevaplayayım… Ekonomimize ve holdingimize ivme kazandıracak her sektörde çıtamızı yüksek tutacağız. Bizi her sektörde görebilirsiniz. Kazancın ve öngörünün olduğu yerde varız. Bizi izlemeye devam edin.
Hakan Bey son olarak sektörün genç girişimcilerine öğüt verecek olsanız neler söylerdiniz?
Dünya hızla değişiyor. Bizim kuşağımız bu değişimi baş döndürücü şekilde yaşayan bir kuşak oldu. SSCB’nin dağılması, Berlin Duvarı’nın yıkılması, internetin hayatımıza girmesi, globalleşme, soğuk savaşlar, salgın hastalıklar… Müspet ve menfi birçok değişim yaşadık, yaşıyoruz. Kimliğimizi, örf ve adetlerimizi, güzel hasletlerimizi riske atmadan bu değişimlere ayak uydurmak ve hatta gelişimin kendisi olmak şiarımız olmalı. Müteşebbis olmaktan korkmayın. Planlı ve programlı çalışmaya özen gösterin. Hata yapılabilir ancak her hatadan ders alarak daha güçlü bir yarının temelini atarsınız. İşinize daima erken gelin. İşinizi asla küçümsemeyin. Yapabileceklerinize sınır koymayın. Ekip arkadaşlarınızı seçerken liyakate önem verin. Yola çıktığınız iş partnerlerinizi ince eleyip sık dokuyun keza bu başarınızı doğrudan etkiler. Ve en önemlisi de aile hayatınızı iş hayatınızla karıştırmayın ve aileniz daima önceliğiniz olsun.