Yarım asrı geride bırakan Kaşıbeyaz, Türkiye sınırlarını aşıp uluslararası bir marka haline geldi. Hangi şubesine giderseniz gidin lezzetinden ödün vermeyen Kaşıbeyaz, 2024 yılında da büyümesine devam ediyor. ‘Vip Ödülleri’ gecemizde ‘Yılın En Başarılı Uluslararası Restoran Markası’ ödülüne layık görülen Kaşıbeyaz’ın yönetim kurulu başkan vekili Murat Kaşıbeyaz’dan markasının geçmişten bugüne yolculuğunu dinledik.
Murat Bey, öncelik olarak okuyucularımız adına sizi tanıyabilir miyiz?
Kebabın hikayesi aslında dedem Gaziantepli kebapçı Mehmet Efendi’yle başlıyor. Markalaşma ise babam Ahmet Kaşıbeyaz’la birlikte gerçekleşiyor. Babam 5 yaşındayken dedemle beraber lokantasına gidip geliyor, iş hayatına aşinalık o zaman başlıyor. Dedem, babamın işi öğrenmesi için baklavacı Cevat Güllü’nün yanına veriyor. İşi öğrendikten sonra da 1959 yılında İstanbul’a gelerek baklavacılık yapıyor. Askerlik sırasında gittiği Samsun’da hiç baklavacı dükkanının olmadığını fark ederek 60’lı yılların ortalarında Samsun’da baklavacı dükkanı açıyor. Samsun’da işler büyüyünce 1974 yılında İstanbul Aksaray’da 10 masalık Kaşıbeyaz’ı açarak, İstanbul maceramız da başlamış oldu. Babam şu anda 76 yaşında. Doğduğundan beri bu meslekte. Babam Kaşıbeyaz markasını ilk kez Samsun’da 1964-65’li yıllarda açtı. Daha sonra 1974 yılında İstanbul Aksaray’da 10 masalık bir restoran açtı ve takvimler 1987 yılını gösterdiği zaman merkez üssümüz olacak Florya’daki şubemizi açtık. Babam tüm bu serüven boyunca hep tek başınaydı. Ben ve kardeşim daha sonraki yıllarda babama yardımcı olmaya başladık. Babamızın soy ismi normalde Besim’miş. 11 yaşındayken gördüğü rüya sonucunda kaşının beyazlamasıyla “kaşıbeyaz” olarak anılmaya başlıyor. Kendisi de bu rüyanın uğruna inanıyor ve aslında Besim olan soyadını da bu şekilde değiştiriyor. Rüyasında indiği bir mağara altın kümeleri görüyor ve altınları eline aldığı kürekle harmanlıyor. Sabah kalkıp okula gidiyor ve rüyasını arkadaşına anlatıyor ertesi sabah da bir kaşı beyaz olarak uyanıyor. Bu işe kimse akıl sır erdiremiyor. O zaman doktor filan yok, mahalledeki din alimlerine götürüyorlar. Onlar babama bunun çok iyi bir geleceğe işaret ettiğini ve Allah’ın bunu nişanla müjdelediğini söylüyor. Açılan tüm dükkanların adı Kaşıbeyaz konuyor ve ilk günden itibaren çok iyi iş yapmaya başlıyor. Bilinirliği artınca da soy ismini Kaşıbeyaz olarak değiştiriyor. Kaşıbeyaz Lezzet Grubu bugün hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki restoranlarıyla dev bir marka haline geldi.
Türk lezzetlerini tüm dünyaya tanıtıyorsunuz. Peki, bu kadar başarılı ve tanınır
olmanızın sırrı nedir?
Günün ve zamanın değişimlerine ayak uydurmak zorundasınız. Biz her ne kadar geleneklerine bağlı bir aile şirketi olsak da restoranlarımızda değişen şartlara ayak uyduruyoruz. Örneğin; babam Türkiye’de ilk defa restorana çocuk oyun alanı yapan bir isimdi. Ya da misafirlerimize daha iyi hizmet vermek adına her masayla 3 garson uygulaması yaptık. Pandemi döneminde hemen paket servise ağırlık verdik. Şimdi de yurt dışında büyüyoruz. Evet, yurt dışına kendi yemek kültürümüzü, Kaşıbeyaz kültürünü taşıyoruz ama belli noktalarda oranın kültürünü de özgü dokuları ekledik. Bir nevi oranın kültürel yapısına uygun şekilde kendimizi geliştiriyoruz. Genellikle yurt dışına çıkan Türk markalarının asimile olduğunu gözlemliyoruz. Bu konu, oldukça hassas noktamız. Bütün ürünleri Türkiye’den getirmeye özen gösteriyoruz. Aynı zamanda bütün restoranlarımızdaki mutfak ekibi Türkiye’den geliyor. Mutfak kısmı tamamen bize emanet. Dubai’de de bir işletme merkezi kurduk. Burada özel bir İK ekibimiz var. Salon işletme, finans gibi tüm konularda arkadaşlarımız bizim yönetim ekibimizden bir eğitim alıp çalışmaya başlıyorlar. 2024 yılında da Özbekistan’da, Mısır Kahire’de, Irak Bağdat’ta, Rusya St Petesburg’da, Azerbaycan Bakü’de, Almanya Duesseldorf’da ve Dubai’de ikinci restoranımızı açmaya hazırlanıyoruz.