Klasik mobilya denilince sadece Türkiye’de değil neredeyse artık tüm dünyada kalitenin en güvenilir adresi olan Asortie Mobilya, ülke ihracatına yaptığı faydalarla gerek yurt içi gerekse yurt dışında hızla büyümeye devam ediyor.
Günümüz sosyal medya koşullarında tüketicisinin 7/24 ulaşabileceği Asortie Mobilya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat ile Asortie’nin marka değerini konuştuk. Gelecek plan ve hedeflerinden bahseden Murat Erat, tasarladıkları klasik mobilyalarda günümüz koşullarında yaşamı ne gibi kolaylaştıracak tasarımlar yaptıklarını sadece VipTurkey okuyucularına anlattı!
Murat Bey, Asortie mobilya olarak dünyanın birçok ülkesine ihracat yapıyorsunuz. Asortie yi bugünlere getiren süreci sizden dinleyebilir miyiz?
Asortie Mobilya Türkiye’de klasik mobilya ve lüks dekorasyon denildiği zaman akla ilk gelen marka olma vizyonu ile 2010 yılında hayata geçirilmiş bir oluşum. Aslında mobilya ve dekorasyon sektöründe yaklaşık 50 yıllık bir birikim ama global marka olma vizyonumuzun 10 yıllık bir geçmişi var. Tüm dünya dillerinde lüks ve ihtişamı çağrıştıran bir kelime ile ifade edilen markamızı dünya markaları arasında önemli bir yer edinmek için kendimize, zorlu bir maraton, büyük fedakarlıklar ve gerçekten anlatılması zor çabalar ile dolu bir yola sokmuş olduk.
Asortie markamız ile yola çıkarken ilk argümanımız ihracat ağırlıklı üretim ile dünyada birçok ev, ofis ve özel projede yer edinmek oldu. Bu çerçevede kurulduğumuz ilk yıl, yaptığımız ticari bağlantılar ile 5 ülkeye ihracat yaptık. Ama bu zamanla bize yetmedi ve şu anki durumda 46 ülkeye mobilya, dekorasyon ve ev tekstili ürünleri ihracatı yapıyoruz. Bunun yanında yurt dışı açılımlarımız ile Dubai, Ukrayna ve Sırbistan’da kendi mağazalarımızı açarak bölgesel büyüme modeli üzerinde ihracat ağımızı geliştiriyoruz. Asortie markası şu an tüm Avrupa Birliği ülkeleri dahil yaklaşık 80 ülkede tescilli bir dünya markası.
Peki, Asortie Mobilya’nın farkı nedir? Bu başarının sırlarını paylaşabilir misiniz?
Asortie Mobilya’nın ülkemizdeki klasik ve lüks kulvarda mobilya üreten firmalara göre bazı farklılıklar var. Aslında bizi rakiplerimize karşı öne çıkaran en önemli etken dijitale ciddi yatırımlar yapmamızdır. Özellikle son dönemde markalaşma ve inovasyonel yenilikler ile zenginleştirilmiş dijitale yaptığımız yatırımlar ile ülkemizin bazen girdiği zor dönemlerde bile hiç müşteri ve satış sıkıntısı yaşamadık. Çünkü dünya değişirken, gelişirken ve insan davranışları dijitalleşirken, artık hayat online yaşanırken sizin markanızın sadece ofline kesime hitap etmesi bir nevi kurumsal intihardır. Bunun için dünya dijitalleştikçe biz de dijitalleştik.
Bunun yanında bizim rakiplerimizden bir farkımız da herkesin durduğu yerde bizim koşmamız, herkesin koştuğu yerde ise bizim daha hızlı koşmamız oldu. Bu prensibimiz hiç değişmedi. Özellikle son 5 yılda ülkemizin yaşadığı etkisi büyük bazı olumsuz gelişmelerde bizler asla reklam, pazarlama ve dijitalleşme harcamalarında kısıtlamaya gitmedik. En büyük gücümüz ise yurt dışı reklam ve tanıtım çalışmalarımız ile ihracat rakamlarımızı artıracak organizasyonlardan asla taviz vermedik. Ülkemizin en zor zamanlarında dahi, “yurt dışından müşteriler gelmiyorsa biz onlara gideceğiz” ilkesi ile ülke ülke dolaşarak markamızı anlattık ve güçlü ticari bağlantılar kurduk. Son 5 yılda sadece ben yaklaşık 65 ülkeye ticari ziyaretlerde bulundum.
Asortie Mobilya olarak ülkemizin kurumlarının ihracat hedeflerine sektörel bazda odaklandık ve özellikle Ticaret Bakanlığımızın ve Ekonomi Bakanlığımızın tüm fuar, ikili iş görüşmeleri, tanıtım gezileri gibi bize katma değer sağlayan tüm organizasyonlarına katıldık. Gittiğimiz ülkelerdeki Ticari Ateşelerimizden bilimsel verileri alarak o ülkelere özel reklam ve pazarlama çalışmaları yaptık.
Bu tarz markalaşma, reklam, tanıtım ve pazarlama aktivitelerimize ek olarak bizi rakiplerimizden ayıran diğer husus ile hiç mütevazi olamadığımız bir konu olan ürün kalitemizdir. Asortie’den mobilya alan tüketicileri üretim sürecinin tüm aşamalarına dahil ederek onlara kullanırken konforu ve sağlamlığı yaşayacakları ve satın aldıkları için mutlu oldukları mobilyaları üretiyoruz. Ürettiğimiz mobilyalarda asla sorun çıkmaz gibi absürt ve inanılması zor bir iddianın içinde asla olmadık. Sonuçta insanın olduğu her yerde hata olabilir. Ama bizler en aza indirmek için yüksek çaba sarfettiğimiz hizmetimizde tüm gayretlerimize karşın ortaya çıkabilecek olumsuzluklarda asla yazılı veya sözlü bir koşula bağlı kalmaksızın “ilgi, güler yüz ve güven” prensiplerimiz ile müşterilerimize hızlı, kesin ve kalıcı çözümler üretiyoruz. Maalesef mobilya ve dekorasyon sektörünün en zayıf yanı olan satış sonrası hizmet, Asortie Mobilya’yı rakiplerine karşı farklı kılan bir özelliğimiz olarak öne çıkıyor.
Şirketimizin kurucularından ve mobilya sektörünün duayen ismi değerli büyüğümüz Sayın Gafur Yılmaz’ın sektör tecrübesi de bize rakiplerden ayıran bir diğer önemli etkendir. Ahilik ahlakını kuşanmış 50 yıllık ticari tecrübesi ile gelişime karşı daha etkin ve akılcı çözümler üreterek bizlere hem enerji hem de zaman kazandırıyor.
Tasarım sürecinde nelere dikkat ediyorsunuz? Sezonluk moda trendlerini mi göz önünde bulunduruyorsunuz?
Klasik mobilya, günümüz moda trendleri kadar baş döndürücü bir hıza sahip değil elbette ama değişen beklentiler karşısında ürünlerimizi tasarlarken, mimarlarımız her detayı düşünüyorlar. Bizler her şeyden önce, yani mekânda bulunmaktan mutluluk duyulan, konforlu ve ergonomik tasarımlar oluşturmaya çalışıyoruz. Elbette bizim sektörde de sezon kavramı var ama diğer sektörlere göre daha farklı yaklaşımları içeriyor. Klasik mobilyada renk ve özellikle kumaş tercihleri değişse dahi tasarımlar çok hızlı değişmiyor. Son yıllarda art-deco veya luxury gibi klasik mobilyanın yerine konulmaya çalışılan değişik türler ortaya çıkmış olsa da uzun vadede onların çok tutunacağını düşünmüyorum. Klasik mobilya eskidikçe değeri artan bir kaliteyi ifade eder. Bizim ürettiğimiz ve 10 yıldır mağazalarımızda sattığımız birçok model var.
Bizler ürünlerimizdeki klasik çizgileri asla değiştirmedik ama günün koşullarına göre yaşamı kolaylaştıran bazı eklemeler yaptık. Örneğin ayak ucundan mobil telefon veya kumanda ile uzaktan kontrol edilebilen tv üniteleri tasarladık. Hatta bunu klasik mobilyada uygulayan ilk firmayız diyebilirim. Bunun yanında kartlı şifreleme sistemleri ile kapanan çekmeceler veya dolaplar gibi farklı çalışmalarımız da var.
Ürünlerimizi tasarlarken temel aldığımız en önemli etken, kişilerin yaşam tarzlarına uymasıdır. En basit ifade ise biz Afrika için ürettiğimiz koltuk takımlarında büyük çiçekli desenlere sahip kumaşlar kullanırken Avrupa’ya gidecek ürünlerde daha minimalist desenler veya düz kumaşlar tercih ediyoruz. Aynı şekilde soğuk iklimlere sahip ülkelerde kullandığımız kadife veya saten yerine, sıcak ülkelerde terletmeyen pamuklu kumaşlar tercih ediyoruz. Bir anlamda bizler butik üretim yaptığımızdan dolayı ürünlerimizi müşterilerin beklentilere göre şekillendiriyoruz.
Katma değeri yüksek bir sektörde faaliyet gösteriyorsunuz ve ihracat hacminizle de Türk ekonomisine katkıda bulunuyorsunuz. Bu aşamada mobilya sektörünün önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye yaklaşık 30 yıllık bir dönemde ihracata dayalı büyüme modeline daha sıkı sarıldı. Üretim ve üretilen ürünlerin yurt dışı pazarlara sunulması konusunda ülke kurumlarının duyarlı tutumları ve mobilya sektöründe, sektör temsilcilerinin inovasyon ve ar-ge yatırımları ile mobilya ve dekorasyon ürünleri ihracat kalemleri arasında ilk 5 arasına girmeyi başardı. Özellikle son yıllarda devletin ciddi destekler verdiği mobilya üretim üsleri ve ihracatta oluşturulan dijital dönüşüm ile elde edilen kolaylıklar ile mobilya sektörü dünyanın her ülkesine kolaylıkla ürün göndermeye başladı. Şu an dünyada Türk mobilyasının girmediği ülke yoktur. Biz, Asortie Mobilya olarak bu ihracat hedefine kendimizce önemli bir destek sağlıyoruz. Ama bir önceki yıl yaptığımız ihracat hedefini küçümseyen büyüme yaklaşımımız ile bu desteğimizi artırarak devam ettirmek istiyoruz.
Siz kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? Bu ihracatın Türkiye’ye kazandırdıkları nelerdir?
Biz şu an İstanbul, Sırbistan, Dubai ve Ukrayna mağazalarımızdan dünyanın 46 ülkesine mobilya ihracatı yapıyoruz. Bu yaptığımız ihracatın ülkemize en büyük artısı, sağlanan döviz girdisinden daha ziyade, insanların her gün kullandığı mobilyalarında “ Türk Malı” ibaresi görmesidir. Önceden kaliteli mobilya denildiğinde akla ilk gelen ülke İtalya iken şu an dünyanın her ülkesinde Türk mobilyası ciddi bir teveccüh görmektedir.
Kalite odaklı yaklaşımınız sayesinde müşteri memnuniyetini üst seviyelere çıkardınız. Bu sistemi oturtmak için nasıl bir yol izlediniz?
Aslında kalite odaklı bir sistem oluşturmak için çok çaba sarf etmenize gerek yok. Buradaki en önemli yol haritası “müşteri gibi düşünmek” tir. Bizler ne kadar mobilyacı olsak da aynı zamanda bir tüketici ve diğer sektörler için bir müşteriyiz. Bu özelliğimiz ile de kendi müşterilerimiz ile ilgili bir kararda kendimizi müşteri yerine koyarak empati yapıyoruz. Böylece kalite anlayışımızı geliştirdiğimiz gibi hata yapma olasılığımızı da makul düzeye indirgemiş oluyoruz. Kalite odaklı müşteri memnuniyeti anlayışımızda bizi ön plana çıkaran diğer husus ise müşterimizin bize çok kolay ulaşabilir olmasıdır. Müşteri bizimle sadece elektronik posta ve sabit telefon hatlarımız üzerinden değil, günün koşullarında kullanılan her türlü iletişim araçlarından ulaşabilir. Her müşteri temsilcimiz 24 saat ulaşılabilir olan mobil telefonları ile müşterimize güler yüz ve ilgi ile cevap veriyor. Ayrıca bize gelen mailler en geç 6 saat içinde cevaplanır.
Asortie Mobilya’nın gelecek hedefleri nelerdir? Hem yurt içi hem yurt dışı büyüme hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
Asortie Mobilya daha çok yurt dışı pazarı önceleyen bir 10 yıllık büyümeden başarı ile geçti. Şimdi artık kartopu haline gelen ve tahminlerimizden daha hızlı devam eden yurt dışı büyüme rakamlarımıza inanın bizler bile bazen şaşkınlıkla bakıyoruz. Büyüme modelimizde bizi kalitemizden ve marka hedeflerimizden saptıracak bir hız varsa hemen gerekli tedbirleri alıyor ve “kontrollü ve etkin büyüme” stratejimizden asla taviz vermiyoruz. 10 yıllık sürede yaptığımız yurt dışı yatırımlarının meyveleri aldık. Şimdi sıra çok kısa sürede Türkiye’deki marka bilinilirliğimizi bilimsel ve özverili çalışmalar ile ilk 5 içerisinden 1. Sıraya çıkarmak. Bununla ilgili yaptırmış olduğumuz anket çalışmalarında Türkiye’de klasik mobilya sektöründe bilinen bir markayız ama bunu 83 milyonun tanıdığı ve bildiği, kalite ve ihtişam ile özdeşleşmiş bir marka haline getirmek istiyoruz.
Rakamsal büyüme stratejimizde ise önümüzdeki orta vadeli büyüme modelinde amacımız ihracat yaptığımız ülke sayısını ve istihdam ettiğimiz personel sayısını en az iki kat büyütmek ve Katar, Nijerya ve Rusya’da mağaza açmak. Uzun vadeli büyüme planımızdaki amacımız ise mağaza açtığımız ülkelerde bayi ağı oluşturarak mağaza sayımızı artırmaktır, böylece ihracat yaptığımı ülke sayısını en az 100 yapmak suretiyle ihracattaki ciro rakamlarımızı artırmayı hedefliyoruz.