Dünya çapında 21 sene içerisinde 164 beş yıldız ve üstü zincir otelin mobilya dizayn ve üretimini başarıyla gerçekleştiren ve tamamlanan tüm projeleriyle ün kazanan Sagist Group CEO’su Metin Durmaz ile bir araya geldik. Başarılı iş insanı prensipleriyle müşterilerinin övgüleri ve referansları ile ünlü Hollywood yıldızlarından, önemli siyasetçilere kadar herkesin tasarımlarını tercih ettiği isim olarak öne çıkıyor… Köklü aile şirketini dünya konseptlerini harmanladığı vizyonla yeniden inşa eden Metin Durmaz’dan Çin’den Türkiye’ye ve ardından da dünyanın dört bir yanına uzanan istikrarlı başarı hikayesini dinledik.
Etkileyici kişiliğiyle de dikkat çeken ünlü iş insanı, planladığı ve 2024 yılında gerçekleştirmek istediği çok özel projesini sadece Vip Turkey Dergisi okuyucularıyla paylaştı.
Metin Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Tabii ki. Türkiye’de mobilya sektörünün zanaatkarı bir aileden gelmekteyim. Üniversite dönemine dek eğitim süreçlerimde Türkiye’deydim. Üniversiteyi ise mimarlık alanında önde gelen
üniversitelerden biri olan Çin’de ki Ichuan Üniversitesi’nde tamamladım. Mimarlık eğitimimi ve lisansımı Çince bitirdim. Aynı zamanda Fizik bölümünden mezunum.
Mezun olduktan sonra Hong Kong’da yatırım şirketi Investment Company’de Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladım Mezun olmama yakın kampüsümüze konferansa gelen dünyaca ünlü İngiliz-aslen Iraklı Mimar Zaha Hadid ile tanışmıştım. Dünyada mimar denince Zaha Hadid, yarı Tanrı gibi görünür ve dünya iki mimarı çok iyi bilir; biri Mimar Sinan, diğeri de Zaha Hadid’tir.
Bir gün Zaha Hadid, Hong Kong’a geldi ve kendisiyle çalışmamı istedi. Kurduğumuz iş ve dostluk ilişkisi boyunca kendisini tanıma onuruna ermiş birisi olarak Zaha Hadid’in hayatımdaki yerinin çok başka olduğunu söyleyebilirim. Vefatının ardından Türkiye’ye gelerek mobilya imalatı gerçekleştiren aile şirketimizin başına geçtim. Bugün sektörümüzde geldiğimiz noktadan baktığımızda Sagist Group olarak bize bütün Avrupa’yı, hatta dünyayı açan aslında Zaha Hadid’tir.
Bugünlerde devlet başkanlarına danışmanlık yapabiliyorsam, Nijerya Devlet Başkanı Muhammed Buhari’nin jetiyle seyahat edebiliyorsam, Emmanuel Macron’un eşinin evini dizayn edebiliyorsam; hepsi kendisinin sayesinde oldu. Güvenlik nedeniyle ismini sayamayacağım birçok devlet insanı, siyasetçi, başarılı ve üst düzey isimlerin işini yapabiliyorsam nedeni Zaha Hadid’in beni desteklemesidir.
Markanız Sagist Group kuruluş aşaması nasıl oldu, öğrenebilir miyiz?
Mobilya imalatı üzerine olan aile şirketimiz zaten mevcut ve aktifti. Türkiye’ye dönüp, şirketin başına geçtikten sonra vizyon değişikliğine gittik. Çin, bu işin mutfağı diyebileceğimiz bir ülke… Çin’den Avrupa’ya, sonra Orta Doğu ve Amerika’ya… İşimizde bütün dünya konseptlerini bir araya getirdik.
Grup şirket büyüme haritamızda Çin’in seri üretim hızını, Avrupa’nın dizaynını, Orta Doğu’nun rekabetçi yapısını, Afrika’nın etnik dokularını harmanladık ve Türkiye’ye üretimi kurduk. Türk firmasıyız, ama yapımız tüm dünyadan.
Hizmetimize farklılık katmayı istiyordum ve ülkemizde otel mobilyacılığının mevcut olmadığının farkındaydım. Müşteriler, otel mobilyası için geldiklerinde ev kullanımı yatak odası takımı alıp, gidiyor, bu ürünleri otellere uyduruyorlardı. “Bu iş böyle olmaz, vizyonumuzu ortaya koymalıyız.” dediğimde ilk işimizi Sleepcomfort isimli firmadan aldık. Firma, şu an sektörün en büyüklerinden biridir. Lübnan temellidir. Aslında yatak üreten bu firma, otel mobilyasında da son derece başarılıdır. Marka sahibinin oğluyla Çin’de beraber okumuştuk ve yakın arkadaştık. Bugün iş konseptimizin oluşumunda etkisi de büyüktür.
Sagist Group, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek; birçok ülkedeki marka otellere mobilya hizmeti ile birlikte bugün globaldeki otel ve dünyanın dört bir yanındaki villa, residence, avm, özel klinik gibi kurumsal ve bireysel mekanlara lüks mobilya tasarımı ve üretimi yapmaktadır. Yapı ve mobilya üzerine mimari tasarım ile üretim ve uygulama aşamalarını içeren anahtar teslimi dev projelere imza atmaktayız. Gerek şirketimiz tekelinde, gerekse global işbirliklerimizle yürüyen büyük ölçekli ve başarılı projelerimizle büyümeye devam etmekteyiz.
Türkiye’de otel mobilyasında öncüsünüz. Peki, otellere lüks dizayn ve mobilya üretim süreci nasıl oldu?
Sagist Group, hizmet konsepti ve yol haritası sonrasında otel mobilyası çalışmalarımıza devam ederken; süit ve presidential odalara da lüks mobilya talepleri gelmeye başladı. Bunun neticesinde de lüks segment üretime başlamış olduk. Tabii, bu noktada üretim, personelin bilgisi ve üretim makinelerimiz de değiştiği için kalitemiz yükseldi. Bu, standart otel odalarının da kalitesini yükseltti. Dolayısıyla 50 odalı motel odası üretiminden 300 odalı Hilton, Mariott, Radisson odası üretimine geçmeye başladık.
Dünya çapında 21 sene içerisinde 164 otelin üretimini başarıyla gerçekleştirdik. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde hiç bir şirketin referansında böyle bir şey yoktur, hatta Avrupa’da hiçbir şirkette yok. Tamamlanan tüm projelerimizi başarıyla ürettik, teslim ettik ve açtık.
Bizim için daha da önemlisi; 164 adet beş ve üzeri yıldızlı otel tarafından tercih edilmiş olmak… Otellerden herhangi bir talep geldiğinde “Malzemesi ne olacak?” diye sormayız. Sadece kaç yıldızlı olduğunu sorarız. İlgili personelimiz, markanın otelinin kaç yıldızlı olduğuna göre kullanacağı malzemeyi, uygulayacağı tasarımı bilir. Üretimi akreditasyonlara göre yaparız ve bu markalar, ürünlerimizi kontrol etmeden kullanmaya gönül rahatlığıyla başlar.
Genellikle özel sipariş üzerine mi çalışıyorsunuz?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, biz hiç müşteri aramak zorunda kalmadık. Çok şükür ki, Allah bize müşteri arayacağımız bir dönem yaşatmadı. Bizim müşterilerimiz, özel jetleriyle gelir, hava limanında karşılanır, şirketimizde misafir edilir ve toplantımızı, sohbetimizi yapar, projelerini teslim alırız. Ağırladıktan sonra da ülkelerine uğurlarız.
Müşterilerimizi çeşitli referanslarla seçeriz. Çünkü birçok ülkenin devlet başkanlarıyla da çalışıyoruz. Aynı şekilde dünya çapında yıldızların da evlerini dizayn ediyoruz. Ünlü bir ismin işinin duyulması halinde başka bir dünya yıldızı geliyor ve “Bana da aynısından yapın. Hatta daha güzeli olsun.” diyor. İşte bunu kabul etmiyoruz.
Sorunuzun cevabına gelirsek; evet. çoğunlukla Custom Made, yani bireysel veya kurumsal markanın projesine özel iş yapıyoruz. Özel üretimle aldığınız ödemenin karşılığı güveni ve gizliliği de vermek zorundayız. Bu sebeple “Sizinle çalışamayız.” diyerek geri çevirdiğimiz çok kişi var. Neticede bize gelen müşterilerin yaşadıkları ülkedeki konumlarına, durum ve ilişkilerine bakıyoruz. O ülkede daha önce çalıştığımız kişileri arayıp, refere ettiriyoruz.
Sagist Group’un başarısındaki en temel özellikleri nelerdir?
Lüks ve özel tasarım ve üretim yapıyoruz. Sagist Group olarak önceliğimiz, işimize mükemmelliyetçi yaklaşımımız… Koltuğundan masasına tüm üretimi ülkemizde kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Üretmediğimiz sadece mermer, cam gibi hammaddelerin teminini dışarıdan sağlıyoruz. Ancak bunları da kendi kalite standartlarımızla özel olarak ürettiriyor ve her aşamasında kontrol ediyoruz.
Yanmaz kapılardan sağlık sertifikalarına, Avrupa Birliği sertifikalarına kadar her türlü sertifikaya sahibiz. İşimizi prosedürlerine uygun şekilde yapıyoruz. Zaten otel, hastane ve benzeri üretimlerde bu sertifikalara sahip olmak şart.
Bünyemizde 200 kişiden fazla çalışanımız var. Yurt dışında da sahada ekiplerimiz bulunuyor. Doha’da şu anda 20 kişilik bir ekibimiz görevde. Dubai’de ise 12 kişilik bir ekibimiz var. Afrika Benin’de 9 kişi, Nijerya’da 11 kişi görev yapıyor. Ekiplerimiz son derece profesyonel, bu da işlerimizin zamanında ve eksiksiz tamamlanmasını sağlıyor.
Dünyanın dört bir yanından ilgi görüyorsunuz. Peki, yurt dışında nasıl talep ve geri dönüşler alıyorsunuz? Genellikle hangi ülkelerle çalışıyorsunuz?
Yurt dışında Sagist Group olarak oldukça büyük projelere imza attık. Zaman içerisinde projelerimiz hız kazandı. Nitelikli ve güzel projelerle yola devam ediyoruz. Dolayısıyla, vizyonumuzla elde ettiğimiz başarı müşterimizi bize kendiliğinden getiriyor. Genelde müşterimiz referans üzerine geliyor. Zaten bizi bilen kişi ve firmalar oluyor. Biz, biraz nazlı ve kendini beğenmiş bir firmayız diyebilirim.
Müşterimiz olacak taraf, referans tarafından öncesinde uyarıldığı için kendilerini bize teslim etmeye hazır şekilde geliyor. Projelerimiz üstün bir hizmet beklentisi içerdiğinden biz de kendimizi ve müşteri memnuniyetini zirveye çıkarmak için her şeyi yapıyoruz. İşin sonunda da müşteri tarafında inanılmaz bir mutluluk, biz de ise gurur yaşanıyor. Mutlu müşteriden daha iyi bir reklam ve yatırım olamaz.
Genellikle ABD, Avrupa ülkeleri, Afrika ile çalışmaktayız. Pandemi öncesinde Ortadoğu ve Arap Yarımadası yoğundu; ancak siyasi bazı çalkantıların karşısında bizim de tavır almamız gerekti. Sonuçta milliyetçi ve dindar bir aileden geliyoruz. Devletimizin bugüne dek tavır aldığı her yere biz de tavrımızı koyduk. Evet, ticarette belki bu doğru bir şey değil, fakat tabiatıma ve damarlarımdaki kana laf dinletemiyorum.
Tasarımlarınızın çizgisini neler belirliyor? Markanızın tarzını nasıl betimlersiniz? Müşteri portföyünüzü nasıl yorumlarsınız?
Dünyanın birçok noktasından proje geliyor, ancak kendi tasarımlarımızda bir tarzımız var. Ürünlerimizde özellikle donuk renkleri kullanmayı severim; mat yeşil, mat siyah, mat füme gibi… Bir de her projemde uçuk bir dizayn dokunuşum mutlaka olur. Bunu bir imza gibi düşünün. İşlerimizde müşterimizin zevklerini, fikirlerini ve sosyokültürel yapısını, hatta dini inançlarını dahi ön planda tutuyoruz. Özellikle Hintli ve Afrikalı müşterilerimizin kültürel dokusuna ve hassasiyetlerine çok dikkat ediyoruz. Benim ilham perim ise İstanbul…
Projelerimize başlamadan bir gece önce mutlaka boğaza gidiyorum, biraz denize ve biraz da İstanbulumuza bakıyorum. Ertesi gün ise proje çoktan kafamda oturmuş oluyor. Gerisi zaten teferruat!
Markamızın tarzı ise aslında burcumla da alakalı… İkizler burcuyum ve burcumun karakteristik özellikleri markamızın tarzına da yansıyor. Kendinden emin, ancak sürekli değişken, kendini beğenmiş, herkesten farklı, her şeyi bilen ve her zaman haklı olan… Bu nasıl bir marka tarifi derseniz, şöyle özetleyebilirim; entelektüel, cesur, hırçın ve öz değerlerine sahip çıkan bir şirketiz.
Müşterilerimiz de bizim gibi; farklı, heyecanlı ve hayata bir şekilde imzasını atmış başarılı isimlerden oluşuyor. Çoğu Avrupa ve ABD’nin üst düzey isimleri, jet sosyetesi veya ünlüleri ile uluslararası iş insanları olarak tanıyorsunuz.
2023’te mobilya trendleri neler olacak? Tasarımlarda hangi renklere ve tarzlara daha sık rastlayacağız?
Projelerimiz bize genelde birkaç yıl öncesinden geldiği için gündemi de çok ileriden takip edebiliyoruz. Bu sene gerçekten cesur bir sene… Dünyadaki insanlar, özellikle pandemi sonrası yılgın ve mutsuz düştü. Bu sürecin ardından 2023’te herkes küllerinden yeniden doğuyor. İnsanlığın Zümrüdü Anka’sı diyorum 2023 yılı için… Bu nedenle 2023’te canlı ve enerjik çizgiler hakim olacak. Çünkü kimse karamsarlık istemiyor, ümit istiyor. Biz de bu sene renklerimizde pastel ve gökkuşağı renklerini kullanıyoruz. 2023 sınırları aşma ve yeni başlangıçlar yılı…
Markanıza yönelik gelecek hedefleriniz nelerdir?
Birkaç gün önce Miami ve New York’ta firmalarımızı faaliyete geçirdik. Yine Ocak ayı başında Viyana’da niş ürünlerimizde satış da gerçekleştireceğimiz showroomumuz açıldı. Bir ay sonra ise Casablanca’da açılış gerçekleştireceğiz.
Bu planlamalarımız bizim için bu sene yeterli diye düşünürken; şimdilerde Malezya ve Singapur’daki ortaklarımız yapılanmayı daha da geliştirmek istiyor. USA Hampton’da Tiger Woods’un aile villasının dizaynı ve dekorasyonu işini aldık; toplam 12 villa ve bir de Hampton’da restoran… 2023’te bu projelerimizle meşgul olacağız.
Allah kısmet ederse ve Devletimiz uygun görürse de 2024 yılı için tamamen kendi öz imkanlarımızla İstanbul’da bir yetimhane kompleksi yapma planım var. İçerisinde meslek liseleri, atölyeler, sanat okullarının da olacağı ve devletimizin sıcak kanadının yetimlerimizi daha da güçlü saracağı bir A’dan Z’ye komlike yapı planlıyorum. Karakter olarak biraz romantik ve duygusalımdır. Severim yalnız ruhlara dokunmayı ve kulaklarına güven veren bir sesle
“Korkma.” diye haykırmayı! “Hayırlısı.” diyorum…